Türkiye’nin en Büyük Biyografi ve Otobiyografi Sitesi

Babiller


Babiller

Babiller, tarih öncesi dönemlerden itibaren Mezopotamya'da hüküm süren antik bir uygarlıktır. Bu uygarlık, tarih boyunca birçok başka topluluk ve kültür üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Babil uygarlığının yıkılmasına rağmen, onun etkisi ve mirası tarih boyunca devam etti. Özellikle hukuk, matematik, astronomi ve mimari alanlarında bıraktıkları kalıcı katkılar, Babillerin dünya tarihindeki önemini vurgulamaktadır. Antik dünyanın gizemli uygarlıklarından biri olan Babiller, tarih sahnesine çıktıkları dönemden bu yana büyük bir ilgi odağı olmuştur.

Babil kelimesi ‘Tanrının Kapısı’ anlamına gelir.

Babil uygarlığının kuruluşu
M.Ö. 19. yüzyıla kadar uzanır. Ancak Babillerin tarihsel gelişimi genellikle M.Ö. 18. yüzyılda Babil şehrinin güçlenmesi ve Hammurabi'nin hükümdarlığıyla birlikte daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hammurabi, Babil İmparatorluğu'nun zirvesine ulaşmasını sağlayan büyük bir hükümdardı.

Sami kökenli bir topluluk olan Babiller Amurrular tarafından kurulmuştur. Devletin kurucusu Sumu-Abum’dur. Özellikle devletin başına geçen 5. Kral Hammurabi ile Babiller diğer kavimlere egemenlik kurmuşlardır. Hititlerin çekilmesinden sonra Babil ülkesi Asurluların egemenliğine girmiştir. Medlerle birleşen Babiller M.Ö 626 yılında Asur devletini yenerek tekrar bağımsız olmuş ve II. Babil Krallığı’nı kurmuşlardır. Kurulan II. Babil devletine ise Persler son vermiştir.

BABİLLER NEREDE KURULDU?
Babil İmparatorluğu, Mezopotamya'nın güneyinde, Fırat ve Dicle nehirleri arasında, günümüz Irak'ının büyük bir kısmını kapsayan verimli topraklarda kuruldu. Babil şehri, bu imparatorluğun başkenti olarak önemli bir rol oynadı ve Eski Yakındoğu'nun en büyük ve etkili şehirlerinden biri haline geldi.

Babil İmparatorluğu, zaman içinde birçok istilaya ve saldırıya maruz kaldı. Ancak en önemli yıkım, M.Ö. 539'da Pers İmparatorluğu'nun lideri Büyük Kiros tarafından gerçekleştirildi. Pers orduları, Babil şehrini ele geçirerek bu büyük uygarlığı sona erdirdi. Bu olay, tarih sahnesinde "Babil'in Düşüşü" olarak anılmaktadır.

Haftayı 7 güne bölen Babiller'dir. İlk bilgisayar olarak tanımlanan abaküsü Babiller icat etmiştir. Astroloji 3000 yıl önce Babilliler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

Babilliler için astroloji devletin işlevlerinden biriydi. Babillilerin yıldızları ne zaman göründüğüne dair tuttukları haritalar vardı. Yıldızların ve gezegenlerin ne zaman göründüğü ve görünmediğine bakarak şanslı ve şanssız günlerini hesaplamışlardır. Burçlar, Babilliler tarafından 12 bölüme ayrılmıştır. Babilliler zamanla geleceği okuma konusunda teknikler geliştirmişlerdir. Bu tekniklerden biri de burçlardır. Bunun nedeni takım yıldızları ve güneşin hareketleridir. Burçları 12'ye ayıran da Babillilerdir.

Babillerde, şehrin sınırlarını işaretlemek, arazileri ölçmek ve mülkiyet değişikliklerini kaydetmek için saha araştırmacıları olarak çalışan görevliler vardı.

Babil toplumunda üç ayrı toplumsal sınıf bulunurdu. Toplumun tepesinde kral, kraliçe, prensler, prensesler ve asiller gibi kraliyet ailesi vardı. Üst sınıfı tüm mülk sahipleri ve zengin insanlar oluşturuyordu. Tapınakların rahip ve rahibeleri ile askeri liderler de üst sınıfa dahil edilmişti. Üst sınıftan servetleri için vergi ödemeleri ve askeri faaliyetlere katılmaları bekleniyordu. Biri doğrudan üst sınıfa doğabilirdi; ayrıca, bu sınıfa yükselmek de mümkündü. Orta sınıf esnaf, zanaatkâr, çiftçi ve vasıflı işçilerden oluşuyordu.

En düşük sınıf kölelerdi. Mezopotamya’da kölelik, olağan bir uygulamaydı. Genellikle yenilen düşman kentlerin halkları köle haline getirilirken, suçlu ya da borçlu kişiler de köle yapılabiliyordu. Tapınak köleliğiyse bundan biraz farklıydı. Bir hasat sorunu veya kuraklık durumunda, aileler köle olması için çocuklarını tapınağa gönderirdi.

Ay ve Güneş tutulmasının devirli olduğunu ilk olarak Babiller keşfetmiştir.

Babiller yaklaşık 1000 tanrıya inanıyordu.
Gündelik hayatta ise bunlardan yalnızca birkaçına ibadet edilirdi. Babilliler tanrılarından günlük yaşamlarında onlara yardım etmelerini isterdi. Öte yandan, sel, kuraklık, ürün yetersizliği vb. doğal felaketlerin tanrının bir cezası olduğuna inanıyorlardı. Babil kentinin büyük tanrısı Marduk, en güçlü tanrı haline gelmişti. Meşhur Babil Kulesi de Tanrı Marduk'a ulaşabilmek amacıyla yapılmıştı.

Babilliler ölümden sonraki hayata inanıyordu. Bu nedenle, ölü insanlar, onları diğer dünyaya götürebilecekleri birçok hediyeyle birlikte gömülürdü. Mezarlar ya bir kamusal mezarlıkta ya da evlerinin zemininde bulunurdu. Ayrıca, yedi kil tablet üzerine kaydedilen yaratılış efsanesine de güçlü biçimde inanırlardı. İlk eski Babil efsanelerinden biri “ilk insan Adapa” ile ilgiliydi. Çivi yazısıyla yazılan tabletler, bu türden efsaneleri sonraki nesillere aktarıyordu. Babil kültürü, İncil’in Eski Ahit kısmında da okunabilecek olağanüstü net bir etki yaratmıştı.

Babil’de cinler ile insanların evlenebildikleri ve bu evlilikten doğan çocuklara MAGİ adı verildiği belirtilmektedir.

Günlük yaşamı 60'lık sayı sistemine göre ayarladılar. Bu sebeple 1 saat 60 dakika, 1 dakikada 60 saniye var.

Sulama sisteminde yeni usuller geliştirilmiş ve suyu yükselten (yukarıya çıkaran) makinelerden yararlanılmışlardır.

Babil’in içinde ticaret geliştiği gibi, komşu ülkelere, Elam’a, Suriye’ye, Asur’a ve öteki ülkelere yayılmıştır. Meta üretiminin artması, toprakta özel mülkiyeti güçlendirir. Köle sayısında artış olur. Kölelik ataerkil niteliğini korumaktadır.

Sabanı daha etkin kullanılabilir hale getirmeleri, zanaatlar, özellikle tunç zanaatı ilerlemiş olmaları; orak ve başka aletler tunçtan yapmaları bu durumun en büyük etkenleridir.

Bazı kaynaklarda Babiller’den tarihin en barbar kavmi olarak bahsedilir. Bunun sebebi ilk anayasa olarak bilinen Hammurabi kanunlarının kısasa kısas usulüyle oluşturulmuş olması ve fazla acımasız maddeler içermesidir.

Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır.