Türkiye’nin en Büyük Biyografi ve Otobiyografi Sitesi

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin (THTM) düzenlediği Cumhuriyetçiler Kurultayı bugün başladı.

2025-05-25
Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin (THTM) düzenlediği Cumhuriyetçiler Kurultayı bugün başladı.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi'nin (THTM) düzenlediği Cumhuriyetçiler Kurultayı bugün başladı.

Ankara'da 24 Mayıs 2025 tarihinde TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nda açılış toplantısıyla başlayan kurultay, 25 Mayıs 2025 tarihinde gün boyu yapılacak çalışma toplantısıyla devam edecek.

Açılış toplantısında ilk sözü sanatçı Orhan Aydın aldı.

Orhan Aydın, "Kahrolası bir zaman dilimi yaşıyor ülkemiz" diye başladığı hoşgeldiniz konuşmasında, "Ülkede mutlu insan görmek neredeyse olanaksız. Ama bunca acının, kederin, hüznün yaşandığı bu ülkede, bu kötü gidişe el koymaya karar veren insanlar var. Çok uzun zamandır görmediğim dostlarım var burada. Elini taşın altına koymak isteyen insanlık var. Çok mutluyum. Bu saygın toplamı selamlıyorum" dedi.

"52 yıldır sanat yapıyorum. Bütün darbeleri gördüm. Hiç bu kadar hayasız, hiç bu kadar vicdansız, hiç bu kadar ahlaksız zamanlar görmedim" dedi Aydın, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz" sloganının Nazilere karşı Bertolt Brecht'in dile getirdiği bir slogan olduğunu hatırlattı: "Bugün de bir araya gelmenin zemini var."

Orhan Aydın'dan sonra kürsüye çıkan Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) Yürütme Kurulu Sözcüsü Oğuz Oyan, yapmış olduğu açılış konuşmasında kurultayın amacına ilişkin bilgi vermenin yanısıra, gündeme ilişkin de açıklamalarda bulundu. Oğuz Oyan, "12 Eylül rejimi ve arkasındaki dış dinamikler amaçlarına büyük ölçüde ulaşmışlardır. Cumhuriyet karşıtı güçler palazlanmıştır. AKP, 2023'te, 1923'ü tarihe tamamen gömmek hevesindeydi. Bunu başaramadı. Bu da bizim tesellimiz olsun" dedi.

Mevcut iktidarın 2002 yılından itibaren iktidarda olmasının nedenlerinden birinin muhalefetin yetersiz olmasında kaynaklandığını öne süren Oğuz Oyan, "AKP'nin bu kadar uzun süre iktidarda kalmasında Türkiye'de muhalefet örgütlenmesinin yapılamamasından ve muhalefetin geri mevzilerden hareket etmesi, savunmacı bir karakteri olması önemli bir rol oynadı" ifadelerini kullandı.

"Bu kriminal bir iktidar"
Mevcut iktidarın, seçimlerde kaybetmesine rağmen iktidarın elinde bulundurduğu devlet gücünü iktidardan ayrılmamak için kullanacağını öne süren Oğuz Oyan, "Şer ittifakının seçmen tabanı daralıyor. Seçimle gitmemek üzere devletin tüm zor unsurlarını kullanmaya kararlı bir iktidar ile karşı karşıyayız. Çünkü bu kriminal bir iktidar. Gitmemesi gerekiyor. Giderse çok fazla hesap sorulacak ondan. Hesap sormayız diyenlerin bile kaçınılmaz olarak hesap soracağı bir dönem açılacak. Bu müthiş bir korku yaratıyor. Ayrıca tabi bu iktidar türü, tek adamın ayarlanmasıyla bütün bir ülkenin taviz vermeye zorlanacağı bir sistem ve o tek adamın da çok fazla foyası olduğunu düşünün" dedi.

"19 Mart sonrasındaki toplumsal hareketlenme önemli bir şeydir"CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan protestoların, iyi bir mücadele zemini yarattığını belirten Oğuz Oyan, "Türkiye'de 19 Mart sonrasındaki toplumsal hareketlenme önemli bir şeydir. Gençliğin çok önemli bir katkısı oldu. Tabi gençliğin ne derece örgütlendiği sonrasında ayrı bir tartışma konusu. Ama Türkiye'de, 'artık yeter' diyebilen toplumsal hareketlenmenin olması biz cumhuriyetçiler açısından son derece iyi bir mücadele zemini oluşturuyor. Bunun yetmeyeceği üzerinden bakıyoruz ama biz meselelere" diye konuştu.

Oğuz Oyan, Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması nedeniyle CHP'nin düzenlediği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerine ilişkin "Ana muhalefet, meydanlarda diyor ki, 'erken seçim'. Meydanlarda diyor ki, 'tutuksuz yargılansın'. Meydanlarda diyor ki, 'TRT'de yayınlansın yargılama'. Kardeşim ne kadar geri talepler bunlar? Toplamışsın milyonları meydana, ne güzel. 'İstifa' diye bağıracaksın. Ne demek yani erken seçim, 'gel aday ol' demek tekrar Tayyip'e (Recep Tayyip Erdoğan). 'İstifa' de. Kitleler hazır bağırmaya. Bu kadar kriminal bir iktidar istifadan başka bir şey yapamaz. İkincisi, 'derhal serbest bırak' talebi yerine neden tutuksuz yargılansın? Bu kadar içi boş şeylerle mücadele sürdürülebilir mi? Üstelik kitle mücadeleye hazırken" dedi.

CHP'yi eleştiren Oğuz Oyan, "Despotik olmak zorunda olan bir iktidar bu. Her türlü hukuk tanımaz niteliği bakımında hem de kendi inşa etmek istediği rejim bakımından despotik olmak zorunda olan bir iktidar var. Buna karşı yumuşak muhalefet, normalleşme, şu-bu üzerinden bir şey yapılamaz" dedi."Çok yüksek bir ses verilmesi gerekiyor"Terör örgütü PKK'nın yayınladığı fesih bildirisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Oyan, "PKK'nın fesih bildirisi aslında hem Lozan'ı, hem 1924 Anayasası sonrası tüm gelişmeleri yani Cumhuriyet'i aslında hedef aldı. Böylesine Cumhuriyet'i yok sayan, bir yandan da Sevr'e özenen bir açıklamaya iktidar cenahından herhangi bir tepkinin gelmediğini görüyoruz. Buna karşı çok yüksek bir ses verilmesi gerekiyor" dedi

.Cumhuriyetçiler Kurultayı bir harekete dönüşsün"Oyan konuşmasını bitirirken, "Dinci despotik, şeriatçı, tarikatçı iktidar bloğuna karşı üç sütun üzerindeki cumhuriyetçi temeller etrafında birleşip kuvvetli karşı cepheyi oluşturmamız lazım. Meydan okumaya karşı meydan okuma hareketi şarttır. Yarın burada beş oturum yapılacak. Oturumlarda bunlar tartışılacak. Biz bu Cumhuriyetçiler Kurultayı'nı bir kereye özgü bir şey olarak düşünmedik. Devamının gelmesini istiyoruz ve Cumhuriyetçiler Kurultayı bir harekete dönüşsün" ifadelerini kullandı.


Kurultayın düzenleme kurulu adına söz alan Prof. Dr. Oğuz Oyan, "Türkiye Cumhuriyeti, bir devrimle kurulmuş sayılı ülkeden biridir. Biz 1923 Devrimi'ni, 1789'un ve 1917'nin devamı sayarız. Üstelik 1927'yle tarihsel olarak da beraber yürünmüştür. Kurtuluş Savaşı, sonrasındaki sanayileşme hamlesi, Sovyetler Birliği'nin işbirliği olmasaydı zorlanırdı tespitini yapabiliriz" dedi.

Osmanlı'nın gereğinden uzun sürdüğünü, sanayileşememiş, aydınlanmasını tamamlayamamış bir devlet olarak çözüldüğünü ifade eden Oğuz Oyan, "Bir devrimci süreç ve, başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere bir devrimci önderlik olmasaydı, Osmanlı'dan çıkış bu şekilde başarılamazdı" değerlendirmesinde bulundu.

1946 sonrasında Emperyalizmin kuşatması altına giren, liberal ekonomik politikaları benimsemiş bir Türkiye olduğuna işaret eden Oğuz Oyan, "Siyasi dönüşümün bir hayal kırıklığı yaratması söz konusu. Burjuvazinin en geri kesimlerinin iktidara taşınmasıyla bir demokrasi denemesi yapıldı. Bu mümkün değildi, nitekim, beklenen sonuç ortaya çıktı" dedi.

Oğuz Oyan, 1971 darbesinin, 1952'de bir NATO ordusuna dönüşen silahlı kuvvetlerin her türlü devrimci birikimi geride bıraktığını tamamen kanıtladığını ifade etti. "1980 12 Eylül Darbesiniyse, AKP'li yılların muştucusu sayabiliriz. 80 darbesi, dinci sağın ve etnik milliyetçiliğin önünü açtı."

"Türkiye'nin bugünkü ağır baskıdan kurtulması, bu gerici ittifakı dağıtması lazım" diyen Oyan, Cumhuriyetçiler Kurultayı'nın bu mesele üzerinde toplandığını söyledi.

Oğuz Oyan, "Ama bugünkü sonucun ortaya çıkmasına, AKP'nin bu kadar uzun süre iktidarda kalmasında muhalefetin de payı olduğunu söylemek gerekir" tespitinde bulundu. "Karşımızda seçimle iktidarı bırakmayacağını her açıdan gösteren kriminal bir iktidar var."

19 Mart sonrası hareketliliğin olumlu olduğunu ifade eden Oğuz Oyan, buna içerik kazandırılması gerektiğini söyledi: "Adalet istiyoruz, bağımsız yargı istiyoruz, bunlar yetmez. Öbürü meydanlara milyonları topluyor, 'tutuksuz yargılansın' diyor, 'yargılama TRT'den yayınlansın' diyor, bunlar ne kadar geri talepler? Niye 'derhal serbest bırak' denmiyor, niye 'istifa' denmiyor?"

12 Mart tarihli PKK açıklamasının Lozan'a ve Cumhuriyet'e yönelik düşmanlığına işaret eden Oğuz Oyan, "Türkiye'de dinci kesimlerin de cumhuriyet düşmanıdır. Eğer bunlar diğerleriyle yan yana geldiyse, bunu karşımıza almalıyız. Ama nasıl ki AKP seçmenini, tabanını, oraya oy veren işçileri kazanmaya çalışıyorsak, DEM seçmenlerinde de Cumhuriyetçi kimliğini koruyan büyük bir kitle var, onları da kazanmalıyız" değerlendirmesini dile getirdi.

"Biz Cumhuriyetçilerin birliğini savunurken, çoğunluk olan bir cumhuriyetçi tabanı savunuyoruz aslında. Tereddüt etmeden birleşmek zorundayız. Bağımsızlıkçı, antiemperyalist karakterimizi muhafaza etmeliyiz. Yüzümüzü emeğe dönem zorundayız cumhuriyetçiler olarak. Aydınlanmacılığı muhafaza etmeliyiz."

Oğuz Oyan, sözlerini, "Meydan okumaya karşı meydan okuma şarttır" diye bitirdi.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkan Vekili Safa Yenice, Büyük Kemalizm Kurultayı adına Arif Anıl Öztürk, Eğit-Der adına Filiz Savaşkan, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Derya Uğur, Kemalist Yön Hareketi adına Taylan Toraman, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, Sosyalist Kültür adına Miraç Ordu, TMMOB İkinci Başkanı Ekrem Poyraz, Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı Gülay Ertürk, 29 Ekim Cumhuriyet Kadınları Derneği adına Ceren Kalay Eken, ODTÜ Mezunları Derneği'nden Nadir Avşaroğlu ve Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) Yürütme Kurulu üyesi Erhan Nalçacı yaptıkları konuşmalarla kurultayı selamladı.

Orhan Aydın'ın Nazım Hikmet'ten okuduğu şiirin ardından Ekim Korosu'nun şarkılarıyla Kurultay'ın açılış oturumu sonlandı.

Cumhuriyetçiler Kurultayı, 25 Mayıs Pazar günü gün boyu yapılacak tartışmalarla sürecek.