Türkiye’nin en Büyük Biyografi ve Otobiyografi Sitesi

Şehzade Mustafa

Şehzade Mustafa

Doğum Tarihi: 06.Ağustos.1515

Ölüm tarihi: 06.Ekim.1553

Şehzade Mustafa kaç yaşında öldü : 38

Burcu: Aslan

Meslek:

Doğum Yeri: Malatya

Ölüm Yeri: Konya

Şehzade Mustafa, 6 Ağustos 1515 tarihinde babası Kanuni Sultan Süleyman’ın şehzadeliği sırasında babasının yedinci, annesinin ikinci evladı olarak Manisa’da doğmuştur. Babası Kanuni Sultan Süleyman, annesi Mahidevran Sultan'dır.

Şehzade Mustafa'nın dedesi Yavuz Sultan Selim’in 22 Eylül 1520 tarihinde ölmesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı tahtına çıkmak üzere Manisa'dan İstanbul’a gidince, babasının yanında başkente gitti.

Şehzade Mustafa, 1534-1541 arasında Manisa'ya Saruhan Sancak Beyi (Aydın sancağı ilavesiyle) olarak görev yaptı. Saruhan (Manisa), padişah adayının görev yaptığı yer kabul edilirdi, dolayısıyla Şehzade Mustafa dönemin veliaht şehzadesiydi. Şehzade Mustafa 16 Haziran 1541 tarihinde de Amasya Sancak Beyliği'ne atandı, Saruhan Sancak Beyliği'ne ise kardeşi Şehzade Mehmed getirildi. Halk ve askerler bu duruma tepki gösterdi, bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman, doğu topraklarının güvenliği için Şehzade Mustafa'nın Amasya'ya gönderildiğini ve veliahtlığının sürdüğünü açıkladı. Ardından, Manisa'daki Şehzade Mehmed’in beklenmedik şekilde 1543’te ölümünden sonra Saruhan Sancak Beyliği'ne Şehzade Selim (II. Selim) getirilirken; Şehzade Mustafa ise 1549 yılında Konya Sancak Beyliği'ne atandı.

Şehzade Mustafa, 1533 yılından 1541 yılına kadar Manisa, 1541 yılından 1553 yılına kadar ise Amasya valisi olarak görev yapmıştır.

Taht yarışında Şehzade Mustafa'yı bertaraf edebilmek için, Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından sahte mektuplar üretildiği düşünülür. Bu mektuplar, Şehzade Mustafa'nın babası hayatta iken onun tahtına göz diktiğini ve isyan hareketlerine destekte bulunduğunu gösterir niteliktedir. Başlangıçta iddialara inanmayan Kanuni Sultan Süleyman kendisine bu tür şeyler ile gelmemelerini ister. Lakin Şehzade Mustafa da kendi yakınlarındaki devlet adamları tarafından kandırılmıştır. Devlet adamları Şehzadeye "Hünkarımız tahtı size bırakacak lakin Rüstem Paşa buna engel oluyor. Siz en iyisi sakal bırakın ve tuğ dikin ki babanız niyetinizin olduğu anlasın ve tahtı size bıraksın" gibi sözlerle kandırmaya çalışmışlardır. Şehzade Mustafa bu laflara inanıp dedikleri şeyi yapmıştır. Sakal bırakıp tuğunu dikmiştir. Sakal bırakmak şehzadelere yasaktır. Çünkü sakal padişah alametidir. Tuğ dikmek de padişah alametidir. Bu iki alametleri yerine getiren şehzade tahtta gözü olduğunu dile getirmiş demektir. Minyatürlerde de görüldüğü gibi Şehzade Mustafa'nın sakalları vardır. Şehzade Mustafa'nın bu oyuna kolay kanmasının sebebi ise geçmişteki örneği dedesi Yavuz Sultan Selim'dir. Sultan Selim de babası ile bir zaman savaştıktan sonra babasının isteği ile tahta çıkmıştır. Bunları öğrenen Kanuni Sultan Süleyman, en güvendiği din alimlerinden tavsiye istedi. Güvenilen bir kölenin efendisinin parasını irtikap ettiğine ve ona karşı bir tuzak kurduğuna ilişkin hayali bir hikâyeyle buna karşı ne yapılması gerektiğini sordu. O dönemin âlimlerinden olan Mehmet Ebussuud Efendi, Kanuni Sultan Süleyman'a "Bu durumda köleye ölünceye kadar işkence yapılması uygundur." yanıtını vermiştir. Bu ifade şeriata göre Şehzade Mustafa'nın devletin nizamı için katledilmesi münasiptir demektir.

1553 yılında Sadrazam Damat Rüstem Paşa, İran Seferi için hareketinden sonra Aksaray taraflarına gelince, orduyu durdurdu ve yeniçerilerin Şehzade Mustafa'ya yatkınlığı olduğunu ve askerin, ihtiyarlığı sebebiyle sefere çıkamayan padişahın Dimetoka'da oturmasını, Şehzade Mustafa'nın hükümdar olmasını istedikleri dedikodusunun yayılmakta olduğunu bildirmek için, sipahiler ağası olan Ahmed Ağa'yı İstanbul'a yolladı ve padişahın bizzat askerin başında sefere çıkmasını arz ederek, Aksaray'dan ileri gitmeyip bekledi.

Kanuni Sultan Süleyman bunu haber alınca Rüstem Paşa'yı geri çağırdı ve 1553 Ağustos sonlarında kendisi İran Seferi'ne çıktı. Kütahya sancak beyi Şehzade Bayezid'i Rumeli muhafazasında bulunmak üzere Edirne'ye gönderdi. 21 Eylül tarihinde Bolvadin'e varan orduyu Saruhan Sancak Beyi Şehzade Selim (II. Selim) askerleriyle karşıladı, ertesi gün padişahın huzuruna çıkıp el öptü ve kendisinin de sefere iştirak etmesi emredildi. 5 Ekimde Konya-Ereğli yakınındaki Akhüyük köyüne varıldığında Şehzade Mustafa orada tüm maiyetiyle birlikte çadır kurmuş halde orduyu karşıladı. Ertesi gün bütün devlet erkanı şehzadeye gelerek el öptüler, hepsine hil'atler giydirildi.

Oradan şehzade ata binerek padişahın makamına geldi, divanhanesine yakın bir yerde atından inerek yürüdü. Vezirler önüne düşerek Padişahın çadırı önünde onu selamladılar. Şehzade Mustafa babasının elini öpmek üzere otağ-ı hümayuna girdiğinde karşısında yedi dilsiz cellat onu karşıladı. Cellatlar hemen üstüne atılarak onu boğmak istedilerse de Mustafa ellerinden kurtulup kaçmayı başarmış; fakat dönemin güçlü güreşçilerinden biri olan ve saray hademeliği de yapan Zal Mahmud Ağa yetişerek şehzadeyi yere düşürüp boğmuştur. Bazı rivayetlerde padişahın da bu sırada çadırda olup oğlunun katline nezaret ettiği, bir perdenin arkasında bulunduğu veya oğlu ile konuştuğu ifade edilir.

Şehzade Mustafa'nın katlinin hemen sonrasında mirahuru ile bir ağası daha götürülerek boyunları vurduruldu. Ereğli'de kılınan cenaze namazından sonra da cenazesi alınarak Bursa'ya götürüldü.

Şehzade Mustafa'nın ölümü askerler ve halk arasında büyük tepki yarattı. Yeniçeriler, olaydan sorumlu gördükleri Rüstem Paşa'nın çadırını saldırdılar ancak onu bulamadılar. Yeniçeriler, yas göstergesi olarak öğlen yemeği yemediler ve Rüstem Paşa'nın azlini istediler. Kanuni Sultan Süleyman'ın aynı gün içinde Rüstem Paşa'yı görevden alıp yerine Kara Ahmet Paşa’yı atamak zorunda kalmasının sebebi de bu baskı olarak görülmektedir. Yeniçeriler ayaklanıp kaç kere Rüstem Paşa'yı öldürmek istese de ya Şehzade Bayezid tarafından ya da Kanuni Sultan Süleyman'ın askerleri tarafından durdurulmuş, Rüstem Paşa ise gizlice ordugâhı terk edip İstanbul'a dönmüştür.

Şehzade Mustafa'nın katlinden sonra Konya'da olan annesi Mahidevran Sultan ve ailesi (eşleri, kızları ve oğlu Şehzade Mehmed) Bursa'ya gönderildi. Lakin Şehzade Mustafa'nın ölümünden sonra askerler arasında çıkan "Şehzade Mustafa öldüyse oğlu var, tahta o geçer!" dedikodularını işiten Kanuni, torununun da boğdurulmasını emretti ve 7 yaşındaki Şehzade Mehmed babasının ölümünden bir süre sonra boğularak katledilip Şehzade Mustafa'nın yanına defnedildi.

Şehzade Mustafa, Manisa Bozdağ'da, cami, saray, türbe, çeşmeler yaptırdı. Görüntüsü ve tavırlarıyla dedesi Yavuz Sultan Selim'e çok benziyordu.

Rumeysa Sultan ile evli idi ve Şehzade Orhan, Nergisşah Sultan, Mihrişah Sultan, Şehzade Mehmed, Şah Sultan, Şehzade Ahmed adlarında çocuğu vardı.

Şehzade Mustafa, 6 Ekim 1553 tarihinde Konya'da 38 yaşında iken babasına karşı isyan etmekten dolayı yargılanmış ve babasının emriyle boğdurularak idam edilmiştir. Bursa'da defnedilmiştir.

Şehzade Mustafa’nın türbesi Bursa'da 1555 veya 1556'da kardeşi II. Selim tarafından yaptırılmıştır.

2011 yılından itibaren yayımlanan Muhteşem Yüzyıl adlı Türk dizisinde Şehzade Mustafa'yı Mehmet Günsür canlandırmıştır.

2022 yılı yapımı Üç Bin Yıllık Bekleyiş (Three Thousand Years of Longing) adlı Amerikan filminde Andrea Bocelli'nin oğlu olan Matteo Bocelli; Şehzade Mustafa'yı canlandırmıştır.

Kaynak:Biyografiler.com